0
Thursday 14 August 2014 - 00:26
Türkçe

Kafile güneşi (Senaryo)

Kerbela Şehidine Rahip nasıl aşık oldu
Story Code : 404675
Kafile güneşi (Dram)
Kafile güneşi (Dram)
Sahne metni:
Tavanı tamamen çökmüş ondan sadece sütunları sağlam kalmış harabe bir kilise .
Tavandan dökülen ip tahta ve hasırlar yarı çökmüş duvarların üstüne ve sahneye yayılmış
Harabeler içinde isa mesih heykeli sağlamlığıyla göze çarpıyor.sahnenin sağ tarafında bulunan uzun sütunlar sahne ve dışarısı ile özel bağlantı kurmakta(bütünlük içerisinde) sol tarafta biraz daha sağlam duran sütunlar kilisede başka dar ve derin geçit olduğunu gösteriyor
Sahne ikitarafdan az bir eğimle bütünlük bozulmadan seğircinin arasına doğru uzanmalıdır (sanırım T şeklinde bir sahne)
Birkaç ağaç kütüğü sahnenin köşelerine serptirilmişdir

Oyun
Kilisenin çan sesleri duyulmaktadır, dua ve ayin sesleri sahne maneviyetini yükseltmektedir, rahip heykelin önünde mumları yakmakdadır ,birkaç hiristiyan belirtilen yerde heykelin önünde diz çöküp saygı gösterme dedikleri haç çıkarma haraketi yapıp giderler,onlar çıktıktan sonra rahip etrafı düzenler o sırada PATRİS (öğrencilerinden birisi) yolculuk için hazırlanmış heybesi sırtındayken hızla sahneye girer rahibi görünce yolunu geğiştirmek ister ama rahip artık onu görmüşdür ve patrise seslenir patris durur.
RAHİP : patris !... dediklerimi duymadınmı?
PATRİS : evet peder duydum
RAHİP : hala bu sefere çıkmakmı istiyorsun?
PATRİS :peder benim kufeye gitmem gerek
RAHİP : oo… tanrım.. ben gitmeni engellemeye çalışıyorum ama sen…
PATRİS : bakın peder,sizinde bildiğiniz gibi ben yıllarımı başka dinleride araştırmakla geçirdim ve bu yöntemi siz bana öğrettiniz
RAHİP : \onun sözünü kesiyor\ Patris!.....mesihi (hiristiyan)rahiplerin vazifesi Tanrıya ibadet etmekdir. Ve isa mesih bizi huzura davet etmiştir.
PATRİS : Yani……
RAHİP :yani,bu adetle insanlara yol göstererek onları yüce Tanrıya ulaştıralım
PATRİS :pekihala ozaman ,şimdi banada yol gösterin ….mukaddes peder lütfen bana tekrar anlatın incil ve diğer senetlerde ismi geçen tanınmamış mukaddes şahıslar kimlerdir?
Bana söyleyin PARAKLİT nasıl ulu bir insandır ama biz onu tanımıyoruz …..peki o mukaddes İLYA kimdir ? okakadar saygıyla ondan bahsediyoruz ama onu tanımıyoruz ve ŞEBBER ile ŞEBİR bu iki isim kimlere ayittir?
RAHİP : paraklit ,isa mesihin bize müjdelediği dini tam olarak gelecek olan peygamberin ismidir
PATRİS :\sevinerek\evet peder bu o islam peygamberidir…..ve mukaddes ilya onun vasisi yani ali ibni ebitalibdir
RAHİP : pekiya o iki isim şebber ve şebir kimdir?
PATRİS : o iki isim şebber ve şebir peygamber torunları ve sonraki vasileridir .Müslümanlar onlara hasan ve huseyn diyorlar
RAHİP :bunu bilki rum alimleri böyle bir durumu asla kabul etmeyeceklerdir
PATRİS :\hemen\biliyorum peder biliyorum...ama ben öncelikle hakikatı bulma peşindeyim ve bunu gözlerimle görmek için ne lazımsa yaparım . Müslümanlar diyorlarki peygamberleri islam başkenti olan medinede gözlerini kapatmış ebediyete göçetmiş,ve mukaddes ilya ise yıllar önce öldürülmüş .., on yıl önce peygamber torunu ve vasisi hasan ibni aliyi görmek için medineye doğru yola çıktım necd şehrine vardığımda onunda medinede öldürüldüğünü duydum
RAHİP :Hasan ibni alinin öldürülmesimi?...hemde islam hükümetinin başkentinde?.....
PATRİS :evet peder…..eşi onu öldürmüş
RAHİP :eşimi?\gülerek\demekki bu dinden geriye artık bir şey kalmadı
PATRİS :neden?.....isa mesih çarmıha gerildiğide onun dininden geriye bir şey kalmadımı?..yanlış yapıyorsunuz peder …çok yanlış..birkaç gün önce Müslüman bir çobana rastladım ona huseyn ibni aliyi peygamberden kalan son vasiyi sordum dediki:iki ay önce huseynle görüşmüş.kabe ziyaretini tamamlamadan yarı bırakıp apartopar kufeye doğru yola çıkmış….çoban mevlasının şu an kufede olabileceğini düşünüyor …eğer nekadar erken çıkabilirsem belki onunla görüşebilirim ….lütfen peder rica ediyorum..
RAHİP :\istemeyerek\madem bu sefere çıkmak için bukadar ısrar ediyorsun tamam git….umarım sağ salim geridönersin
PATRİS :\sevinçle\teşekkürler peder tanrı sizi korusun \heybesini alır\tanrı sizi korusun….
RAHİP :tanrı senikorusun evlat . görüşmek üzere
\patris sahneden çıkar\
RAHİP :oo…..tanrım….….bunlar nasıl kelamlar kulaklarımı rahatsız ediyor ama kalbime işliyor …göklerdeki mukaddes babamız bana yardım et ve bu ihtiyarı kendi himayene al
\sahne kararır ve rahip karanlıkda sahneyi terkeder aynı zamanda süvari ve at sesleri duyulur ses kesilir resmi kıyafetlerle (zırh olabilir) üç lider seğircilerin olduğu yerden sağ tarafdan sahneye giriş yaparlar ZOCER elinde meşale ile önden gider\
KOMUTAN :bekle…..nerde olduğumuzu biliyormusun ?
ZOCER :sanırım heran yakınlarındayız
KOMUTAN :heranmı?
ZOCER :evet….bu yakınlarda bir kilise olduğunu duymuşdum…sanırım bu harabe o kilise olmalı
KOMUTAN :bu geceyi burda geçirelim
ZOCER :bencede
MUHEFFER :iyifikir
KOMUTAN :atlardan inin ..! develeri yatırın!...
ZOCER :\askerlere seslenerek\hey asker çocukları butarafa ve diyer esirleride kilisenin ötekitarafına yerleştirin
MUHEFFER :zincirlerini( sıkın) berkiştirin……onlardan biri bile kaçarsa vay halinize …!
KOMUTAN :\etrafa bakarak\ ibadetgah dan çok harabeye benziyor
ZOCER :buraya gelin ….. bunlara bakın..!.
KOMUTAN :ne oluyor nereye bakalım ?...
ZOCER :orda yukarda ……..taşın üzerindeki yazıta bakın
KOMUTAN :off..ben bu karanlıkda bir şey okuyamıyorumki……..muheffer!......
MUHEFFER :\meşaleyi zocerden alır yazıta bakar\a….aterceva..ummehu getelet huseyna..\korkarak komutana bakarak\getelet huseyna?!..

ZOCER :şefae ceddeyevmul hesab
KOMUTAN :bu küfürlü sözleri kim buraya yazdı
MUHEFFER :sanırım biri bu yazıyı duvara kazımış
ZOCER :görünüşüne bakılırsa bu duvarlar yüzyıllar öncesinden kalma ama….
KOMUTAN :duvara bu yazıyı kazıyanın hemen burda kanını dökmek gerek
\zocer ve muheffer kılıçlarını kılıfından çıkarıp kiliseyi ararmaya başlarlar\
RAHİP :\rahip karanlıkdan gelir\ordunun komutanlarına selam olsun bu unutulmuş diyara hoşgeldiniz
\liderler onadoğru hücum ederler\
KOMUTAN :kim o küfür dolu sözleri duvara yazmış.burası kilisemi huseyn dostlarının sığınağımı
RAHİP :\şaşkınlıkla\hangi küfürlü sözler?ne idyorsunuz bilmiyorum
MUHEFFER : bilmiyormusun?...yalan söylüyorsun melun
ZOCER :sanırım buda kerbeladaydı …canını zor kurtarmış olmalı,konuş yoksa dilini boğazından çekip alacağım
KOMUTAN :halifenin başına yemin ederim duvara o yazıları kim kazımış söylemezsen hemen burda kanını dökeceğim\rahibin şapkasını çekip\söyle bakayım sen hiristiyanmısın yoksa asi müslümanmı
RAHİP :acıyın…..izin verin anlatayım ben tanrıya ibadet eden hiristiyan bir rahibim asi Müslümanda kimdir?
MUHEFFER :peki o sözleri kim yazdı?
RAHİP :o taş yazıtımı soruyorsunuz?
KOMUTAN :evet o taş yazıtı soruyoruz…
RAHİP :tanrıya yemin ederim benonu yazanı bilmiyorum,ama….
ZOCER :ama ne ?
MUHEFFER :of….canımızı sıktın
KOMUTAN :konuş artık….söyle

RAHİP :ama…. Atalarımızdan duyduğuma göre o yazıt beşyüz yıldan fazladır o duvarda yazılıdır
ZOCER :beşyüzyılmı?ama bu imkansız
MUHEFFER :yani dörtyüz otuzyıl peygamberden öncemi?.....yalan söylüyorsun
RAHİP :inanın doğru söylüyorum
KOMUTAN :öyle şey olurmu aptal ihtiyar o dediğin şey imkansız
RAHİP :\bezgin\bakın aslında bende atalarım gibi o yazıtın manasını anlayamadım…yani ne hüseyni tanırız nede atasını
\komutan ,zocer ve muheffer sahnenin sağ tarafında toplanırlar\
RAHİP :huseyn!....şebir!......paraklit!......patris hüseynin islam peygamberinin torunu olduğunu söylüyordu ve…..
\komutanlara dönerek\siz islam ordusu değilmisiniz?
KOMUTAN :rum ordusunumu görmeyi bekliyordun \üçüde güler\
RAHİP :hayır sadece peygamberin torunu huseynden bir haber varmı diye merak ettim
MUHEFFER :huseynmi?
ZOCER :\dalga geçerek\huseynden bir haber varmı diye soruyor…..
KOMUTAN :kesin onu görmekde ister \üçüde gülerler\
MUHEFFER :bu ihtiyar komik demiştim \üçüde güler\
KOMUTAN :\ciddi bir şekilde rahibe yaklaşır\huseynle ne işin var ,bu laflar yerine sen kendi işne bak…… biz o küfürlü yazıttan ve sorularımızdan vazgeçtik bu gecede burdayız bunuda bil.
\rahip eline bir testi alıp sahneden çıkar\muheffer ve zocer etrafa bakınırlar kolaçan ederler\
ZOCER :ne heykelmiş ama…..sanırım yüzlerce altın akçe değerindedir
MUHEFFER :\kilisenin başka bir duvarının arkasını kolaçan etmektedir\evet…çok eskilerden beri rahiplerin servetlerini kiliselerinde sakladığı çok meşur…..umarım burasıda öyledir…offf burda kuru ekmek ve kitaplardan başka hiçbirşey yok….nebiçim kilise burası?
KOMUTAN :\gülerek\üzülme muheffer eminim halifeden alacağın ödül seni mutlu edecektir
\rahip sahneye girer su dolu testiyi sahnenin bir köşesine bırakıp komutana doğru yürür\
RAHİP :komutan….komutan…..o masum çocuklarda kim ?neden onları bağladınız ?
KOMUTAN :masum çocuklarmı? sen onları masummu sanıyorsun?gözlerine baktınmı? gözlerinden şer akıyor…
RAHİP :ben gözlerinde sadakat ve saflıkdan başka bir şey görmüyorum…..onlar ne yapdıki?
MUHEFFER :onlar halifeye karşı duran dinden çıkmış kişilerin çocukları…. bizde onları öldürdük okadar
KOMUTAN :evet öldürdük…onlar bunu haketti \rahibe doğru yürür\
RAHİP :\komutana dönerek\babaları asiydi …çocukların günahı ne…askerler nasılda onları kırbaçlıyor
KOMUTAN : kes sesini rahip
ZOCER : çok konuşuyorsun küstah ihtiyar
MUHEFFER :onlara nasıl davranacağımızı sanamı soracağız
\bir asker kilise girişine gelip komutana selam duruşundan sonra\
ASKER :komutanım çocukları kilisenin yanındaki harabeye ve diyer esirleride otarafa yerleştirdik askerler başlarında bekçilik ediyor
KOMUTAN :çok güzel..git…hayır kal…..git ve bize yiyecek birşeyler ayarla bu uzun seferin son gecesi şerefine kafaları çekelim
MUHEFFER :evet yarın akşam artık halifenin sarayında olacağız
ZOCER :bence bu gece bu ihtiyarın sağlığına içelim\üçüde gülerler\
KOMUTAN :\askere dönüp\ne bekliyorsun..?acele et
RAHİP :komutan sizden bir ricam var …..izin verirseniz çocuklar bu geceyi kilisede geçirsinler
KOMUTAN :sen ne dedin kilisedemi ?
ZOCER :sanırım kafasında pilanlar kuruyor
RAHİP :ne pilanı?...bilirsiniz çölde geceler çok soğuk olur üstelik heryer yırtıcı vahşi hayvan dolu \biraz düşünerek\üsteli burda onlara daha iyi gözkulak olabilirsiniz
KOMUTAN :burda daha iyi gözkulak olabiliriz
RAHİP :evet daha iyi
KOMUTAN : \istemeyerek ikilemde kalır\zocer sen nedersin?
ZOCER :\muheffere bakar muhefferde işaretle kabul etmemesini ister\bence gerek yok
KOMUTAN : muheffer sence ?
MUHEFFER : bence sakıncası yok
ZOCER :ey zinazade !..
KOMUTAN :hey asker çocukları buraya getirin \rahibe dönerek\kafandan neler geçiyor bilmiyorum eyer bir hayinlik düşünüyorsan vay haline ihtiyar……biz bu çocukları şehirden şehire diyardan diyara çıplak ayaklarla bu kafilenin arkasında sürükledik her köşe başında askerler bekçilik etti herşeye rağmen içlerinden birkaçı kaçmayı başardı \hızla hançerini çekip rahibin boğazına dayar\onlardan biri bile kaçarsa boğazını keserim\geriçekilir asker doğru döner bağırarak getirin onları der\
İLAHİ OKUNUR 1
Şiir :menzilleri geçmek ne zordur senin hicranınla
Seni anarak okadar ağladımki ,topraklarda yol açtı göz yaşlarım
Aşk seferinin bohçaları kanla rengarenk oldu
Senin acından ey gül susuzluk ateşi düştü kalplere
\birkaç askerle birlikde esir çocuklar birbirine zincirle bağlanmış bir şekilde sahneye girerler ve bir köşeye oturtulurlar sonra bir asker elinde bir sandıkla sahneye girer çocuklar sandığa saygı amaçlı ayağa kalkarlar\
ÇOCUKLARDAN BİRİ:baba……..
\askerler çocuğu yerine oturtur sandığı taşıyan asker komutanın işaretiyle sandığı kilisede biraz yerden yüksek göz önünde bir yere koyar ve sahneden çıkar .rahip şaşkındır aynı zaman da çocukların yanında oturmuş zincirlerini çözmeye çalışmaktadır\
MUHEFFER :ne yapıyorsun ?
ZOCER :sanırım zincirleri çözüyor
MUHEFFER :\rahibe doğru yürüyüp fazla yaklaşmadan\ne yapıyorsun?
ZOCER :\demedimmi pilanlar kuruyor?\eliyle rahibi iktirir\kenara çekil
RAHİP :\bu çocuklar açlık ve susuzlukdan yürüyemezken nasıl kaçsınlar ?neden onları bukadar sıkı bağladınız?
KOMUTAN :sesini yükseltme rahip
ZOCER :kimlerle konuşduğunu unuttunmu?
MUHEFFER :canındanmı bezdin?
KOMUTAN :\elini hançerine götürerek\birdaha onlara yaklaşda sana göstereyim
RAHİP :\ayağa kalkıp durur\kilisenin etrafını askerleriniz sardı neden endişe ediyorsunuz?....emredin zincirlerini çözsünler enazından rahat bir gece geçirsinler
KOMUTAN :olmaz
RAHİP :mertlik yap merhamet et
KOMUTAN :kaçarlarsa kim cevap verecek senmi benmi?
RAHİP :kaçmayacaklar hem bu kilisenin başka çıkış yolu yok\muheffere döner \merhamet edin acıyın\muheffer cevabını vermez zocer e döner\acıyın ….
ZOCER :bana yaklaşma
\üçü komutan muheffer ve zocer toplanıp aralarında konuşur\
MUHEFFER :bekçileri iki katına çıkarırız
ZOCER :iyi fikir
MUHEFFER :\askere bakarak\benimle gel
\muheffer ve asker sahneden çıkar\
KOMUTAN :\rahibe dönerek kibirli bir şekilde\ne bekliyorsun ?hadi git
RAHİP :zincirlerini çözeyimmi \sevinçle çocukların yanına oturup onları sevip okşar
ZOCER :daha dikkatli olmalıyız
KOMUTAN :muheffer ne yapacağını iyi bilir
RAHİP :komutan….
KOMUTAN :\alaycı bir şekilde\daha ne istiyorsun?
RAHİP :bu yavrucaklar çok küçük benim gibi bir ihtiyardan bile ilgi bekliyorlar Allah rızası için bakın açlık ve susuzlukdan ne haldeler!.....\komutan yüzünü çevirir\biraz ekmek ve su sizin yüce ordunuzdan bişey eksiltmez
ZOCER :küstah ihtiyar şimdide ekmek ve su içinmi geldin\der ve sahneden çıkar\
KOMUTAN :zocer onun suçu yok o bu çocukların kim olduklarını bilmiyor…aptal ihtiyar sen bizi mertlik nedir bilmeyiz sanıp mertlikmi öğretirsin ?
ZOCER : \birkaç parça kuru ekmek getirip çocukların önüne atar\ al…ihtiyar buda ekmek!....sadaka vermek bizim ibadet ve hayatımızın bir parçasıdır
ÇOCUKLARDAN BİRİ :siz sadakanın peygamber ailesine haram olduğunu bilmiyormusunuz? Aşura günü babalarımız aç susuz ama mertçe şehit oldular,bizde dayanırız ama kimseden sadaka almayız \ekmekleri komutanın önüne atarlar, komutan sinirle çocukların yanına gidip onları tokatla yerlerine oturur\
KOMUTAN :kes sesini
ZOCER :en iyisi bırakalımda açlıkdan ölün
RAHİP :\üzgün ve şaşkın bir köşeye oturur\aman Tanrım bunlar islam peygamberinin ailesimi?......aşura günüde ne günüdür ?
MUHEFFER :\şarap testisi ile sahneye girer\bekçileri arttırdım,artık içimiz rahat yiyip içip..keyfimize bakabiliriz…içeri gel asker
\asker yemek dolu bir tepsiyle içeri girer komutan elini tepsiye uzatır muheffer engel olur\
MUHEFFER :önce bir kadeh şarap içinde iştahınız açılsın\şarap doldururken\bu şarap emir ubeydullah ibni ziyad ın bize bahşettikleri şarabın sonuncusu….yarasın….yarın akşam halifeyle birlikde kadeh kaldıracağız
ZOCER :şam sarayının şaraplarını düşünmek bile beni mest ediyor
RAHİP :Müslümanların şarap içmeyi haram bildiklerini sanırdım, enazından bu mukaddes kiliseye saygılı olun
ZOCER :\Gülerek\ne mukaddes mekan ama
MUhEFFER :bak rahip şu gördüğün adam Ali ibni ebitalibin namı şanı olan cengaverlerinden biriydi
ZOCER :bizimde halife nezdinde az çok saygınlığımız var , onun için yapdığımız her haraket başkalarına hüccettir kimse bizi sorgulayamaz
KOMUTAN :umarım bizi tanımışsındır ve yine nasihat etmeye kalkmazsın
\muheffer içmek için kadehi doldururken komutan engel olmak için bileğini tutar\
KOMUTAN :muheffer bu akşam bukadar şarap yeter içme artık… bu gece o sandığa dikkat etmek zorundasın
MUHEFFER :için rahat olsun komutan mestte olsam ayıkda,uykudada olsam uyanıkda bi an bile o sandıkdan gafil olmam
RAHİP :\sandığa doğru gider\bu sandıkda ne var altınmı mücevhermi?
ZOCER :altın ve mücevhermi?..evet belkide hayır
MUHEFFER :bak rahip senin bu kiliseni en kıymetli altın ve mücevherlerle bile doldursalar bu sandıkla değişmezdik ve onu yine halife yezid bin muaviyeye hediye ederdik
KOMUTAN :hey ihtiyar….yoksa mızrakların ucundaki kesilmiş başları görmedinmi?
RAHİP :evet gördüm
KOMUTAN :çok iyi……bu sandıkda o başlardan biri var işte ama onlardan çok daha değerli
RAHİP :\korku ve şaşkınlıkla\anlayamıyorum.?
ZOCER :haklısın aptal ihtiyar….haklısın…… huseynin başı var bu sandıkda huseynin başı
\üçüde kahkaha atarlar\
RAHİP :huseyn?.....hangi huseyn?
KOMUTAN :off….sanki kaç huseyn tanıyorsun?.....huseyn ibni ali
RAHİP :\şaşkın,kendini kaybetmiş bir şekilde\yani…..yani bu sandıkda huseyn ibni ali peygamberin torununun başımı var?
MUHEFFER :evet bi sorunmu var ?
\rahip sandığın yanına oturur sandığı yavaşça açar ve hemen kapatıp yüzü asık bir şekilde başını çevirir\
RAHİP :ahh……tanrım !.......ant olsunki bu baş isa mesihin başıdır
KOMUTAN :ozaman bizde isa nın yandaşlarıyız ha….\üçüde gülerler\
KOMUTAN :\sinirlenerek\yanlış yaptın ihtiyar…yanlış yaptın, bu sandığın içindeki sadece huseyn bin alinin başıdır. O ALLAH ın yolundan çıktı bizde onu ve yaverlerini öldürdük
ZOCER :ve şimdi bizim görevimiz bu fermansız başı halife yezid ibni muaviyeye sunmaktır
RAHİP :yazıklar olsun size,…yazıklar olsun sizeki peygamberinizin evladına böyle yaptınız Tanrıta ant olsunki eğer isa mesihin evladı olsaydı biz onu gözümüzün üstünde tutardık
MUHEFFER :kapa çeneni ihtiyar
RAHİP :tüh size… ne kötü insanlarsınız….peygamber evladına bunları yapmak için nekadar aşağılık olmak gerek……o size ne yapdıki siz ona böyle yapdınız?
ZOCER :off……kapa çeneni aptal ihtiyar
RAHİP :ahh….Tanrım görüyormusun peygamber evladına ne yapmışlar? İnanılacak gibi değil
MUHEFFER :bırakda yemeğimizi yiyelim ihtiyar…. bak rahip bu devirde çok konuşanın başıda onun başının yanında yeralıcak\komutanlar üçüde gülerler\
RAHİP :siz kudretli komutanlardan bişey daha isteyebilirmiyim ?....lütfen bu sandığı bana verin
ZOCER :ne dedin?
RAHİP :sadece bir gece
KOMUTAN :sandığı neden sana verecekmişiz?biz delimiyiz?bu sandık senin ne işine yarayacak hiristiyan?
RAHİP :benim için önemli bir sebebi var ….ne olur sormayın
MUHEFFER :anladım….sen ödüle konmak istiyorsun
ZOCER :demek ödülü elimizden almaya çalışıyorsun
RAHİP :ödülde ne demek?....bu söylediğiniz sözlerde ne?...ben bir gece onu emanet alabilmek için tüm servetimi verebilirim…\komutanlar üçüde güler\
MUHEFFER :servetmi?
ZOCER :senin servetinmi var?
KOMUTAN :zavallı bir ihtiyarın serveti…..kuru ekmek ve birkaç eski kitap\üçüde gülerler\
RAHİP :inanmıyormusunuz?...bekleyin
\muheffer hırslı bir şekilde rahibi yolcularken\
MUHEFFER :ver servetini ver
KOMUTAN :yoksa bu heykeli parçalayıp bizemi verecek
ZOCER :belkide bikaç akçe bir kenara saklamış onunla bizi kandıracak ama bilmiyorki biz…
KOMUTAN :ihtiyarın anlamadığı bu sandıkta öyle bir baş varki, yezit tüm hükümranrığı boyunca hükmetmemiz için her birimize hazinesiyle birlikde koca bir eyalet verecek
MUHEFFER :sessiz olun……susun biraz burnuma altın ve gümüş kokusu geliyor
KOMUTAN :biliyordum bu kuru ekmekler ve kitaplar altın gümüş kokuyor
MUHEFFER :ben hazineleriyle gömülen ölüleri koklayarak mezarlarından çıkardım,benim burnum yanılmaz emin olun
\rahip rahip sandık dolusu altın ve mücevherlerle sahneye girer\
RAHİP :bakın bunlar atalarımdan miras kaldı onbinlerce altın akçe eder….bunları alın ama o sandığı sadece bir geceliğine bana emanet edin
\zocer ve muheffer altınlara doğru hücum ederler\
KOMUTAN :\ilgisizce\sandığı sana bir gece değil bir anlık bile vermem
MUHEFFER :\rahibin gözlerine bakarak onu geri sürer\başka neyin var?
RAHİP :başkamı…?
MUHEFFER :evet başka verecek neyin var?yoksa sandığı istemiyormusun?
RAHİP :biraz bekleyin
MUHEFFER :demedimmi burnum yanılmaz?...biliyordum…biliyordum bu kilisede ne servetler yatıyor
KOMUTAN : sakin ol muheffer sakin ol……ne aç gözlü adam
\rahip iki şamdan la geri döner\
RAHİP :bakın bunlar servetimden kalan son parçalar onlarca altın akçe eder,bunlarıda alın ama nolur o sandığı sadece bir gece bana emanet edin
\zocer ve muheffer aç gözlülükle heycanlı bir şekilde komutanın yanına giderler\
ZOCER :komutan bence kabul edelim
MUHEFFER :evet bir geceden bir şey olmaz
KOMUTAN :off…kesin sesinizi ,bırakın biraz düşüneyim
MUHEFFER :düşünmekmi ?neyi düşüneceksin şunlara bak mücevherleri görmüyormusun?
KOMUTAN :yezid ibni muaviye duyarsa neolur bilmiyormusun?
RAHİP :hiç kimse….hiç kimse duymaz emin olun sadece bir gece
KOMUTAN :\vesveseye düşer\bu işin sonundan korkuyorum biliyorum eğer……..
ZOCER :için rahat olsun
MUHEFFER :için rahat olsun……rahat ol
KOMUTAN :sakın unutma rahip güneş doğmadan bu sandık yerinde olacak!..
RAHİP :tabi…..tabiki emin olun
\rahip sevinçle sandığa doğru gider sandığı alır hızla sahneden çıkar…komutanlar üçüde mücevherleri toplamaya koyulurlar…komutan zocerden bir parça mücevher alır gülerek mücevheri seyrederken aniden yüzünü asar\
KOMUTAN :sen ne yaptın?......ya halife duyarsa?sandığı ona vermemeliydik beni kandırdınız \rahibin peşinden giderek\rahip geri dön….hey rahip!...
\zocer ve muheffer hemen komutanın önünü keser\
MUHEFFER : dostum benim…hiç yokdan böyle bir servet nasibimiz olmuşken sen ihtiyar bir hiristiyandanmı korkarsın?
KOMUTAN :ya işin içinde bir hile varsa
ZOCER :eğer işin içinde en ufak bir hile varsa,.. buranın taşını toprağına katar, rahibi ve kilisesini yerle bir ederiz
MUHEFFER :bizim cengaverliğimizi unuttunmu?biz acımasıs hunhar bir orduyuz
ZOCER :hatırlasana…
MUHEFFER :evet hatırla
ZOCER :Aşura günü hüseynin heymelerini nasılda ateşe verdik
(bu cümlelerde^^ bende^^ kelimesi kullanılmayacak bu sayfada geçen konuşmalar sanki bir kişi konuşuyor gibidir karıştırılmasın)
MUHEFFER :Aşura günü gün batımıydı, askerler savaş meydanında ganimetleri toplarken ben sessize hüseyni katlettiğimiz çukura indim
ZOCER :ben sessizce çukura indim
KOMUTAN :ben sessizce çukura indim
MUHEFFER :çukurda huseynden eser yokdu
ZOCER :kılıçları ve kırık mızrakları kenara çektim
KOMUTAN :taşlarıda kenara attım
ÜÇÜ BERABER :hüseynin kana bulanmış parça parça bedeinin gördüm
MUHEFFER :ama neyi varsa hepsini yağmalamışlardı
ZOCER :tam geri dönmek isterken ay ışığı altında parlayan yüzüyü gözlerimi kamaştırdı
MUHEFFER :oturdum…ve elini tuttum
KOMUTAN :her ne yaptıysam yüzük parmağından çıkmadı
MUHEFFER :hançeri çektim
ZOCER :parmağı kestim
ÜÇÜ BERABER :ve yüzüğü ganimet aldım \üçüde kahkahalarla güler\
ZOCER :neden öteki olayı anlatmıyorsun?
KOMUTAN :biz savaşın fatihleriydik
MUHEFFER :askerlerimiz hüseynin heymelerini yağmalıyor bulduklarını ganimet alıyorlardı
ZOCER :birden bi kız çocuğu gördüm
MUHEFFER :peşinden koştum
KOMUTAN :sonunda bir köşede sıkıştırdım
ZOCER :kız bir seçe misali titriyordu
MUHEFFER :ondan ne istediğimi anlamıştı….kendisi küpelerini vermek istedi ama ben kabul etmedim
ZOCER :ama ben kabul etmedim
KOMUTAN :ama ben kabul etmedim,elimi kulağına uzattım
ZOCER :ve kulaklarını yırttım
ÜÇÜ BERABER :\ayağa kalkarlar kılıçlarını çekerek kendi etraflarında dönerler\
KOMUTAN :yırtık kulaklar
MUHEFFER :yanmış heymeler
ZOCER :boş meşkler
MUHEFFER :parça parça bedenler
ZOCER :Kafası yarılmış elekber (ali ekber)
KOMUTAN :kolları kesik abbas elemdar
MUHEFFER :boğazı parçalanmış elesker (ali asker)
ÜÇÜ BERABER :hüseynin başı…..hüseynin başı……kafasını ben kestim
\gökden gelen şimşek sesi ve arapça olarak duvardaki yazıttaki söz söylenir\
\üçüde feryad edip korkarak sahneden çıkarlar\
\rahip sandıkla sahneye girer sandığı sahnenin ortasına koyar ve çocuklara doğru gider\
RAHİP :rahat uyuyun…..rahat uyuyun canlarım bari bir bu geceyi rahat uyuyun
\rahip çocukların yanına oturur ve orda uykuya dalar\ilahi müzik eşliğinde perde iner sandığın etrafında ve üstünde melekler hareket halindedir sandığın etrafında dolaşıp saygı dururlar\
OKUNAN İLAHİ : ALLAH ….ALLAH….ALLAH….YAALLAH YAALLAH…SUBHAN ALLAH…..SUBBUH GUDDUS…REBBENA BE REBBULMELAİKE VERRUH…..YA SARALLAH…YA SARALLAH
RAHİP :Tanrım burda neler oluyor….gökten inen ve çıkanlar kimler?bunlar…..bunlar ilahi melekler deste deste inip mübarek başı ziyaret ediyorlar….nasıl güzel bu başa secde ediyorlar Tanrım bu gece bu kilisede neler oluyor?
\rahip sandığa bakıyor ve müzik eşliğinde sandığa doğru gidiyor ve sandığı açıyor sandıkdan çıkan yeşil ışık rahibi kavrıyor\
RAHİP :ne heybetlisin ey baş…nasıl azametlisin…yüzündeki parlak nurun kilisedeki yılların karanlığını aydınlatıyor….beni bağışla…. Beni affet… bana misafir geldin ama ben seni ağırlayamıyorum…dün gece rüyamda biri bana geleceğini söyledi ve ben sabahtan beri içim içime sığmıyor sabırsızlıkla gelmeni bekliyordum,biliyordum geleceksin ..biliyordum ama böyle değil.!...başın yüzün neden böyle tozlu topraklı…?alnın neden kırılmış?...dudakların susuz dudaklar gibi…seni kucağıma alamak istiyorum gözlerine buse kondurmak ve susuz dudaklarını biraz suyla…..ahhhh…artık çok geç….ama toz toprak olmuş cemalini gül suyuyla yıkaya billirim
\kalkıp gülsuyu dolu bir kap alıp gelir ve başı yıkamaya başlar\
Ah….tanrım damarlarından hala taze kan akmakta ….tanrım ne görüyorum…dudakların…..dudakların hareket ediyor, benle konuşuyormusun?aheste aheste ey canım ,duyuyorum
SES :ARAPÇA : ene bin muhemmedin mustafa….ene bin eliyyul murteza….ene bin fatimetul zehra…veseyelemullezine zelemu eymungelebu yengelebun

RAHİP :nasılda içime işleyen kalbime akan sözler…ne Mihriban ne huzurlu konuşuyorsun , isa gibi oda konuşmalarıyla insanların kalplerinde yüce tanrının aşkını alevlendirirdi,o dedi paraklit gelecek,tanrının resulü geldi,sen onun torunu değilmisin?sen onun vasisi değilmisin…..?onlar seni tanımıyorlardı…?onlara kendini tanıtmamışmıydın?....peki neden sana böyle yaptılar ?..neden…neden…neden…neden sana böyle yaptılar?
\rahip kendinden keçer bayılıp yere düşer,kulağa mersiye sesi gelir sahne kararır sinezen gurup seyircilerin arasından ellerinde mumlarla sahneye girerler sahnenin tek ışıkları mumlardır\

İLAHİ :

Gözü yolda kız , babası yoldan gelecek
Gece gündüz yol gözler , gözü kapıda
Kapıdan gelen her sese , babam geldi sanar bakar
\esirlerin arasında bir kız çocuğu kalkar sandığın yanına gelir oturur sinezen gurup mersiye okuyarak kız ve sandığı daire içine alarak etraflarında dönerler

EŞLER :
Başımı dik tuttun sonunda
Kızını görmeye geldin
Ne iyi yaptın geldin o gül cemalini gördüm
Harabelerde kalmış kızım
Baba benide kendinle götür (2)
Ey bülbül kırıldı kanadım
Gam keder hicrandan inlerim
Bu gece gülistanından gül toplayayım
Harabelerde kalmış kızım
Baba benide kendinle götür (2)
\eşler sahneden çıkar –karanlık- sadece müzik sesi sahneyi sararsahnenin bir köşesinde sislenme oluşur sisin içerisinden yeşiller içinde heybetli bir adam yavaş adımlarla gelir ve bir noktada durur ,esirlerin arasından bir çocuk ayağa kalkar sanki onu tanıyordur ona doğru yürür bir noktada durur (çok yaklaşmaz)\
1.ÇOCUK :baba…selam..geldinmi?bizim içinmi geldin?...kızını görmeyemi geldin baba….baba bak bu zalimler bize ne yaptı….ayaklarıma bak….bütün çocuklarında ayakları yara……herkezin bedenleri morarmış……açlıktan yürüyemez haldeyiz….. bibi zeyneb herkeze senin sefere çıktığını söyledi ….alesker …abim ekber…kasım….amcam abbasda senle beraber sefere çıkmış…….bütün çocuklar amcam abbastan su istediklerine pişman……..birkaç gün önce eli mızraklı bir asker bacımın önüne geçti….bir baktım mızrağın ucunda kesilmiş bir baş var….önce çok korktum….sonra bana tanıdık geldi….çünkü baba sana çok benziyordu….o zaman bibim Zeynep çarşafının altında çok ağladı……ama ama bunların hepsine katlanırım yeterki sen yanımıza gel…..bana sen şehit çocuklarını ziyaret ediyorsun değilmi ?..ben biliyorum sen tüm şehit evlerini ziyaret ediyorsun…baba bunlar bize yabancı diyorlar…küfeye girdiğimizde bizi taşladılar…sevinç çığlıkları attılar….biz peygamber evladı değilmiyiz?senin annen hz.zehra as değilmi?baba…baba neden benle konuşmuyorsun? Tamam benle konuşmuyorsan bacımla konuş
2. ÇOCUK :Baba selam babam geldinmi? Biliyordum geleceğini beni yalnız bırakmayacağını biliyordum…baba bak yüzüme okadar tokatladılarki nasıl morardı …neden beni yalnız bıraktın?...ben senin kızın değilmiyim beni yalnız bırakma benide götür
\müzik sesi yükselir o kişi yavaşça karanlıkta kaybolur\
KIZ VE ERKEK ÇOCUKLAR :baba…baba….gitme….bekle…baba gitme….baba…baba…baba…
3. ÇOCUK :çocuklar ne oldu niye ağlıyorsunuz
KIZ ÇOCUK :babam..babam şimdi burdaydı onunla konuşuyorduk
3. ÇOCUK :yani babam seferden döndümü
KIZ ÇOCUK :hayır rüyasını gördüm
3. ÇOCUK :rüyasınımı gördün?..ALLAHım bende rüyanda babamı görsem keşke \çocuklar ağlar\
4. ÇOCUK :çocuklar…çocuklar ne oldu? Neden ağlıyorsunuz?bibim zeyneb şimdi namaz kılıyor bilmiyormusunuz bi anlasa sizler ağlıyorsunuz…..\o anda 5. Çocuk sahnenin köşesini parmağıyla gösterir sahnenin ortasına doğru koşar\
5.ÇOCUK :çocuklar halam(bibim),bibi zeyneb buraya geliyor
\ilahi sesiyle birlikte yorgun eğik endamlı yüzü peçeli bir bayan yavaş adımlarla çocuklara doğru gelir\
İLAHİ :
Gel ey bibi can zeyneb bize misafir geldi
Ağırlıyak o ezizi yorgun can geldi
İnnel mezlum innel mezlum
\çocuklar ellerini uzatır halaları durur ve kucağını açar gitmek isterken bir kız çocuğu rica eder halaları bikaç saniye daha yanlarında durur ve sahneden çıkar çocuklar yerlerine geçer\
\İlahi sesi kesilir sahne aydınlatılır.baygın rahip ayılır çocukları sakinleştiri\
RAHİP :sakin olun canlarım sakin olun\etrafına bakınarak\tanrım…tanrım bilmiyorum nasıl bir hikmettir…bukadar azametli değerli bir soy ve bir okadar mazlumiyet?\başını göğe kaldırır\Tanrım bilmiyorum bunu onlara nasıl layık gördün…peygamber evladının başını mızrak üstünde şehirden şehire gezdiriyorlar ve ona gülüyorlar maskara ediyorlar…bilmem bu ne hikmettir..bilmiyorum \sandığın yanına oturur onla konuşur\ey benim mevlam beni kabul et…beni kabul et\rahip sandığı kucağına alır sahne kararır_güneş doğar sahne aydınlanır komutanlar sahneye girer etrafa bakınır\
KOMUTAN :muheffer..!..muheffer.!....
\muheffer eli ayağı birbirine girmiş \
KOMUTAN :hani güneş doğarken kafile harekete hazır olacaktı
MUHEFFER :evet ama..
KOMUTAN :ama ne?
MUHEFFER :dün gece….dün gece burdayken…
ZOCER :ordular harekete hazır
KOMUTAN :zocer sende dün gece o korkunç sesi duydunmu?
ZOCER :sesmi?
MUHEFFER :biliyorsunuz çöl geceleri çok korkunç oluyor,belkide dün gece….
KOMUTAN :yeter artık dün gece hakkında tek kelime dahi duymak istemiyorum,hemen çocukları zincirleyin ve harekete hazır olun
MUHEFFER :\askerlere doğru döner bağırarak\hemen onları zincirleyin ve harekete hazır olun
\askerler girer ve çocukları zincirler\
ZOCER :ulakları şama gönderin (atlı habercileri)şam halifesi yezid ibni muaviyeye haber versinler şehri süsleyip aydınlatsınlar fatihin ordusu geliyor
KOMUTAN :sandık görevlisi..!....
MUHEFFER :sandık taşıyıcısı gelsin
ZOCER :hey.. rahip uyan biz gitmeye hazırız
\sandık taşıyıcı asker sahneye girer sandığı rahip ten almaya çalışır rahip vermek istemez\
RAHİP :sandığı vermem..
MUHEFFER :nededin ?..\askere işaret eder asker sandığı rahipden çeker alır\
ZOCER :komutan hazırız
KOMUTAN :hareket ediyoruz
\İlahi müzik sesi yükselir komutanlar çıkar çocuklar hareket eder rahip çocukların etrafında döner askerler rahibi uzaklaştırır askerler ve çocuklar sahneden çıkar rahip yalnız kalır ve feryad eder yeşil bir ışık sandığın boş yerini aydınlatır\
RAHİP :mevlam…benim mevlam….bak bütün bulutlar gönlümde yağmurlar yağdırıyor….içimde şimşekler çakıyor…..bak bana….bak bana bu kilisede seni feryad ediyorum….mevlammmm…..
\patris üzgün yıpranmış bir şekilde kiliseye girer ama rahip onu farketmez\
RAHİP :benim mevlam sanki sende isa mesihin Yahudilerle savaşta çarmağa gerildiğinde Tanrıya feryad ettiği gibi feryad ediyorsun.ve bende onun yaverlerinin çaresiz inlediği gibi inliyorum
PATRİS :peder…..peder….
RAHİP :\dalgındır ve onu farketmez\mevlam…..benim mevlam….kalbim seni birdaha görmek için eriyor …..nereye gidiyorsun?.....seni nereye götürüyorlar?....
PATRİS :\rahibin omzundan tutarak dürter\peder…peder….
\rahip kendine gelir\
RAHİP :geldinmi patris!....
PATRİS :evet geldim peder geri döndüm
RAHİP :nasılsın oğlum
PATRİS :çaresiz…..ayak bastığım her şehirden geçtiğim her yoldan gitmişti …sadece ayak izine yetişebildim…fırsatımı kaçırdım peder onu göremedim
RAHİP :ben onu gördüm
PATRİS :onu gördünmü?....huseynimi?...
RAHİP :o benimle konuştu
PATRİS :seninle konuştumu?....ama ben biliyorum onu neynevada…..
\patris sahnede bir şal bulur onu alır koklar\
PATRİS :tanrım bu nasıl bir kokudur…neynevada heryer bu kokuyla doluydu\elini rahibin omzuna koyar\peder burda ne oluyor ?
\rahip kalkar gitmek isterken\nereye gidiyorsun peder
RAHİP :o nereye gidiyorsa ……kafilesi nereye gidiyorsa……
PATRİS :ama sen demiştinki bu kiliseden ayrılamayız burda kalmak zorundayız
RAHİP :kanatlarımı görmüyormusun?.... duramıyorum uçmak istiyorum……uçmak istiyorum……ALLAH ı feryad etmek istiyorum\dolaşır ve yeşil ışığın içinde durur\
PATRİS :bekle peder bende seninle geliyorum\rahibin yanına gider ve elini tutar\
PATRİS VE RAHİP :\feryad eder\ALLAH…..
\SAHNE KARARIR\
KONUŞMACI :şiir okur
Burda ne oldu kimsenin haberi yok
Artık kapte sevinç,dudakta tebessüm yok
Bastığı yerlerde ayak izi yanmış
Ah ve göz yaşından başka ıslak kuru yok
Yanmış gül harmanından birkaç yaprak geri kalmış
Yanmış gönlü bülbülün elde bişey yok
KONUŞMACI: (uygun bir bitiş konuşması hazırlansın)
Esselamu ela movlatena zeyneb binte emirelmuminin\ve artık şehitler kafilesinden geri kaldığımız için gözlerimiz kan ağlıyor kafilenin aşkı kalbimizde ,mevlamızın başı ve kanadı kanlı güvercinler hareminde yatan şehitler için ayağa kalkıyoruz ve imam humeyniyi anarak aziz rehberimizden tarafda onlara selam gönderiyoruz
ARAPÇA:
Esselamu aleyke ya ebaebdillah ve ela ervahilletiy hellet be fenaik ,eleyke menni selamullah ebeden ma begiytuve begiyye leylo vennehar vela ceelellahu akherol ehdi minni li ziyaretekom,esselamu ellel hoseyn ve ela eliyyibnil hoseyn ve ela evladol hoseyn ve ela eshabel hoseyn

ÖN SÖZ :
Bizi tanıyanlar bilirlerki biz savaştan sonraki yıllarımızı (kafile güneşi)ni hazırlamak için uğraşarak geçirdik
Çünkü biz en iyilerin içinden en iyiyi seçmeye inandık.hatıralarla dolu savaş yıllarında aşkla,heycanla yapılan çabalar zihinlerimizden asla silinmeyecektir .ve bu sınırları canla başla koruyan azizlerimizi asla unutulmayacaklardır
O en değerli azizlerimizin hatıralarına sadece aşk diyarının yollarında kalelerinde ve kıvrımlı yollarında rastlamak mümkündür
Cihat meyhanecisi pirin elinden içilen cennet şarabının tadını kim unutabilirki (ya huseyn) tercümanı olan münevver ışıkları altında fekke ve şelemçeyi hangi gönül unutabilirki.hiç kimse unutamaz hiçkimse .meyhaneci ne yapması gerektiğini iyi biliyordu bizi bir damla mey için aşk diyarının toprağına muhtaç etti.kendi kanatlanıp uçtu ve gitti
Şimdi biz kalmıştık ve yüzlerce hatıra
ve böylece kafile güneşi oluştu aramıza girdi
sahnedeki ilk tahta parçaları, kağıtlar aslında kalbimizdeki harabenin oyuncularıydılar ve ilk güneş doğuşu ve yeşil ışıklar sahneyi mukaddes kıldı perdeler açıldığında aşk başladı kalbimiz feth edildi
ve gözlerin dikkatle baksaydı hergün dolup boşalan izleyicilerin tiyatro için değil huseyn aşkı için cankulağıyla ahengi dinlediğini görürdün
aşuranın güneşi batmıştır artık
ve biraz daha dikkat etseydi gözlerin o yaşlı adamı görürdün oyun boyunca seyircilerle ve oyuncularla birlikte ilerleyip göz yaşlarıyla her satırı yıkadığını çünkü kırk yıl önceden yazmışdı güneşin metnini
kafile güneşi iftaharımızdır.gururdan değil,böyle tarihe adı kazınmış bir soy a hizmet edebilme şerefine ulaştığımız için iftihar ediyoruz
(bu sayfayı özet olarak tercüme ettim lütfen siz uygun eklerde bulunun )
KAYNAKLAR :
Muntehil imal\1.cilt\772.sayfa\
Tarih khemis
Muessesei kelemati imam huseyn as sayfa517 ila 520
Tezkere khevasulemeh_talif sebt bin coziy

Yazar - Mehti Mütevessili
İslamtimes'in tercüme şubesi
Source : Islamtimes
Comment