Müstebsir Şehid Muhammed İslam Zumekzehi

(Araştırma ,Hazırlayan ve Yayınlayan):
Emir-el Müminin Ebu Turab Kültür Merkezi

1350 yılında dini ve İnkilabi bir ailede dünyaya gelen Muhammed Zumekzehi, büyük eserler bırakacağı belli olan, bir çocuk olarak dünyaya geldi.Bol meyveli olan Mehr Abad köyü Muhammed İslam'ın dünyaya gözlerini açtığı yerdir.
Ailesinin tek bir amacı vardı. O da helal şeylerden başka hiçbir şeyi eve sokmamaktı.Evin reisi, çiftçilikten elde ettiği gelirle yalnızca kendi ailesini değil yetimlere de bakıyordu,belki de bu helal kazançlar ve yetimlerin duaları nedeniyle; Muhammed İslam’ın kaderi değişti.

İlkokul eğitimini kendi köyünde başarılı bir şekilde tamamladı.Dost- düşman herkes, bu çocuk hakkında büyük fikirlere sahiptiler. Özellikle dini konulara ve namaza bağlı bir kimse olduğu konusunda.Mehr Abad köyünde ortaokul yoktu,bundan dolayı Suran’a gitmeye ve orada ortaokulu tamamlamaya mecbur kaldı.Sonra İran‘ın bir şehrinde Bint-ul Hüda adındaki liseyi bitirdikten dört yıl sonra; sağlık mesleğini tamamladı.

Muhammed, İslam inancına göre; dinin edası için, askerliğini İran'da yaptı.Güneyde, iki yıl orduya katıldıktan sonra, köyüne döndü ve 1373' de evlendi. Bu evlilikten üç erkek ve iki kız çocuğu oldu .

Köy ağalığı onun ilk resmi işi oldu. .Pehistan, onikibin kişilik bir bölgeydi ve oranın en önemli köy ağalarından oldu ,onun yaptığı işlerden memnun idiler. Bundan dolayı birkaç yıl sonra, oranın komutanı olarak seçildi ve daha sonra Şura Başkanlığı, bölgenin ihtilaflı konularının çözümünü ona gönderiyordu.O, derin ve ihtilaflı birçok konuyu, birkaç yılda sonlandırdı ve oluşabilecek savaşların da önünü almış oldu.

1374 yılı, Muhammed'in İslam için kaderini değiştirecek bir yıl oldu ve onun yıldızını parlattı.Bu yılda yaptığı araştırmalardan sonra Ehl-i Sünnet'ten şia mezhebine geçti.Bundan sonra şiaların topluluklarına katıldı ve orayı renklendirdi.Hatta her hafta Saravan’a gidiyor ve şiaların Cuma namazına katılıyordu.

Şia olmasıyla; şia ve sünni arasındaki hizmeti ulaştırmada fark gözetmedi.Hatta daha fazla sadık bir şekilde hizmetine devam etti ve bu hizmeti günden güne arttı.Onun yaptığı bu sadıkane ve salih işler; başkalarını Ehl-i Beyt'e davet ediyordu.Onun temiz işleri ve mantıklı sohbetlerini halk görüyor ve her gün şiaya olan ilgi ve alaka giderek artıyordu ve o da her işi yerine getirmede eksiklik göstermiyordu.Onun yapmış olduğu kültürel ve bayındırlık işleri her yere yayıldı ve bu işler başkalarının hidayete ulaşmasında rol oynadı.

O hak yolunda hiç kimseden korkmuyordu ve yine yeni mezhebini açıklamada kimseden çekinmiyordu.Defalarca onu tehdit ettiler ancak Allah'a olan tevekkülüyle mukaddes hedefinin arkasından gidiyordu.İtiraz eden herkese yumuşaklıkla muamele ediyor ve şia olmasını delilleriyle açıklıyordu ve onları sakinleştiriyordu.Bir defasında, dindar bir Mevlevi buraya geldi ve camide olan bir toplantıya katıldı ve selefileri haddinden fazla övmeye başladı,toplantının sonunda ve namaz kılındığı sırada Muhammed İslam, Ehl-i Beyt'in namaz şekli olan elleri açık bir şekilde namaz kıldı ve Muhammed İslam'ın ailesini tanıyanlar için zor bir durumdu.Namazdan sonra Mevlevilerden bir tanesi öne geldi ve şöyle sordu :''Neden babanın ve soyunun kıldığı şeklin tersi olan şiaların namaz kıldığı gibi ellerini bırakarak namaz kılıyorsun ?''Muhammed İslam ona şöyle cevap verdi:''Siz Mevleviler yüzünden ben şia oldum''.O kişi, şaşırmış bir halde şöyle sordu:''Biz Mevleviler mi seni şia ettik''.-''Evet meğer Şeyh'ul İslam demedi mi ilerlemiş olan mezheplerden bir tanesi hak olan selefilik üzerindedir?!Acaba bu sözü yalnızca selefiler için mi söylemiş?Aslında siz Hanefiler selefilerle düşmansınız,sizin bu söz ve davranışlarınızdaki uyumsuzluğunuz beni şia etmiştir.''

Daha sonrada neden şia olduğunu uzun bir şekilde o Mevlevi için anlattı.
Bu hak yolu, 1384'e kadar yani on yıl bereketli bir şekilde devam etttirdi,on yıl Muhammed İslam için yeniden doğuş idi,düşmanlar , cahiller için hak kör edici ve zor idi her gün ona karşı olan kinleri taş kalpleri daha da sertleşiyordu, Gadir Bayramı Gecesi ulaştığında Muhammed İslam herşeyi velayette görüyordu, Seravan şehrine velayet kutlaması için gitti.Henüz Ali İbn-i Talib camisinde kutlama devam ederken; bir kişi onu aradı.O kendisini asker olarak tanıttı ve dostlarıyla birlikte Muhammed İslam'ın evine gelmek ve su ulaştırma projesi hakkında konuşmak istediğini söyledi.Onlar daha önce evine telefon etmişler ve Muhammed İslam'ın telefonunu almışlardı.Muhammed İslam da halka yardımı ibadet olarak biliyordu bunu kabul etti ve eşine telefon açıp misafirler için akşam yemeği hazılrmasını istedi.

Kutlama bittiğinde, Cuma imamı ve dostları onun kalmasını istemelerine rağmen, Muhammed İslam, kendi köyüne geri döndü.Onlara seyyitlerin ailesini görmek için geri döneceğine dair söz verdi.Köyüne ulaştığı zaman, misafirleri uzun bir müddet bekledi ve onların gecikmesinden dolayı endişelendi,dakikada bir misafirler için gecenin karanlığına rağmen dışarı çıkıyordu,sonunda aynı kişi telefon açtı ve oraya ulaştıklarını ve onun evini bulamadıklarını söyledi.Muhammed İslam, onları karşılamaya gitti. Ancak eşinin endişeli bakışları onun gitmesini istemiyordu.Eşine onları tanımadığını ancak suyun ulaştırılması projesi hakkında geldikleri için gitmesi gerektiğini söyledi.Sonra arabasına bindi ve yola koyuldu.H,enüz köyün girişine ulaşmadan yaylım ateşine tutuldu.Muhammed İslam yaralanmıştı ve kurulan pusudan kaçmaya çalıştı.Ancak arabası kontrelden çıktı ve bir yere çarparak durdu.Muhammed İslam'ın kendileri için yemek hazırladıkları misafirleri, onun yaralı bedenine elli kurşun vurdular, boynunu ve elini kestiler; daha sonrada kaçtılar. Sonuçta Muhammed İslam, velayet gecesinde kalbini velayetin sahibi Emir'el Müminin'e kattı, Dey ayının 28 ve 1384'nün sonlarında onun nurlu yaşamı sonlandı. Allah rahmet eylesin…

(Sizin öneri ve eleştirileriniz, bizi taassuptan uzaklaştıracak ve hakikate ulaştıracaktır.)
Emir'el Müminin Kültür Merkezi
İran - Kum-Posta Kodu 169/37165
Mail adresi:abutorab@mail.ru
www.Bootorab.org
www.Estebsar.com
Mesaj:0098300088304