0
Friday 11 April 2014 - 21:59
Türkçe

Kessab kasabası

Story Code : 371926
Kessab kasabası
Kessab kasabası
Balkon konuşmasında kin, ayrımcılık, tehdit kokan sözlerinin arasına Suriye bize savaş açtı, Suriye ile savaş halindeyiz dedi çaktırmadan. Kimse üzerinde durmadı. Halka savaş haline olduğumuzu söylemenin en iyi yolu, zafer sarhoşu, halk seçimle meşgulken söylemekti. Hemen arkasından da seçim hileleri muhabbeti girince gündem tam istedikleri gibi değişmiş oldu. Ne medya ne de halk Suriye ile savaşta olmamızın üzerinde durmadı.

Sonra Hatay’ da bazı şeyler dikkat çekmeye başladı. Hataylılar hayatları boyunca görmedikleri askeri araçları caddede görmeye başladılar. Askeri ambulanslar geçiyordu yollarından. Ve Suriye’ deki soydaşlarını katletmeye giden, onları katleden el kaideye destek vermeye giden bu araçlar yine bütün Türkiye halkının olduğu gibi Hataylıların vergileriyle alınan araçlardı. Hatay’ da ambulansların içinde hasta taşınması gerekirken teröristler sınıra taşınmaktadır. Devletin ambulansı, emniyet araçları, askeri araçları Suriye’ ye karşı savaşan teröristlerin hizmetindedir.

Erdoğan hükümeti, teröristlere kendi vatandaşına tanımadığı imtiyazları tanıyor.
Araştırma hastanesi, Devlet hastanesinde birçok bölümde Suriye’ de savaşan teröristlere sağlık hizmeti verilmektedir. Hastanelerde kendi vatandaşından çok bu canilere hizmet verilmektedir.
Diğer bir mevzu, ateşli silah yaralanmasına bağlı hastanede yatan teröristlere sağlık hizmeti veren sağlık personelinin çoğu, soydaşlarını katleden bu katillere hizmet vermek zorunda kalmasıdır. Sokakta yürürken aynı havayı teneffüs ettiğiniz kişi biliyorsunuz ki bir terörist. Biliyorsunuz ki sokakta yürürken, dolmuştayken dahi her an yanı başınızda biten koca sakallı adam bir cani, bir tecavüzcü, bir katil. Ve biliyorsunuz ki yarın sizin hükümetinizle menfaatleri ters düşünce aynı talanı, tecavüzü, katliamı sizin memleketinize yapmaktan asla çekinmeyecektir ve hatta sevap işlediğini düşünecektir. Önceleri çoğu sahil kenti gibi insanların güven içerisinde geç saate kadar sokaklarda dolaştığı Antakya, artık korkulan bir yer olmuştur. Bir ay öncesine kadar Arap Alevi bir vatandaş fidye için muhalifler tarafından kaçırılmıştır. Ve geçtiğimiz aylarda yine muhalifler tarafından Antakyalı bir gencin boğazı Antakya’ nın merkezinde kesilmiştir.
Nüfusunun büyük çoğunluğunu Musa Dağı Ermenilerinden oluşan Ermeni kasabası Kessab Kasabasında cihatçı teröristler sivil ve savunmasız insanları katlederek, evleri yaktı, kiliseleri silah deposuna çevirdi, hayvanlarını telef etti. Hayatını kurtaran insanlar evlerinden bir şey alamadan canlarını kurtarma derdine düştüler. Lazkiye’ nin kuzeyinde yer alan Kessab kasabası şu anda Suriye resmi Orudusu’ yla teöristlerin en yoğun çatıştığı bölgedir.
Kessab’ tan kaçan ve Lazkiye ‘ye sığınan Ermeni papazıyla yapılan söyleşide Türkiye destkeli cihatçıların “Allahu ekber” nidalarıyla top mermisi attıklarını, cihatçıların Çeçen, Suriye dışındaki Arap ülkelerinden olduklarını ifade ettiği görülmüştür. 2000’ den fazla Ermeni’ nin yaşadığı Kessab Kasabası şu anda talan, zulüm altındadır. Cihatçılara karşı direnen kasaba gençleri karşılarında çeteden çok, düzenli ordu destekli gurup olduğunu görünce kasaba halkına apar topar kasabayı boşaltmalarını söyledi ve insanlar pijamalarıyla kaçmak zorunda kaldı. Lazkiye’ de kiliseye ve akrabalarının evine sığınan halk perişan durumda.

Suriyeli Sünni vatandaş mağdur, Alevi vatandaş mağdur, Hiristiyan vatandaş mağdur. O zaman bu savaşın Suriyelilerin menfaati için olduğunu söyleyen yalan söylemiş olmaz mı?
Bu savaş kim için ne için yapılıyor? Esad giderse cennetimi verecekler? Türkiye neden bu işin içinde? Suriye’deki çatışmalar neden daha kanlı ve şiddetli hale geliyor?

Çünkü daha önce hemen hiç sıkıntı yaşamadan Sünniler ile Şiiler, Ermeniler, Katolikler ve Ortodoksların yan yana oturdukları güçlü Suriye onlarca zayıf devletten oluşan ‘Büyük Orta Doğu’ planı için bir engeldi. Bu planı gerçekleştirmek isteyenler bölgede herkesin herkese karşı savaşı devam etsin istiyorlar, çünkü o halde bölgeyi kendi kontrolü altında tutmak daha kolay olur. Piyon haline getirdiği Erdoğan gibi diktatörleri kullanarak Batı, Ortadoğu’ da zulüm ve talanı desteklemeye, körüklemeye devam etmektedir.

90 yıllık cumhuriyet tarihinde Türkiye’ deki Arap Alevileri kendilerini hiç bir zaman bu kadar dışlanmış ve aciz hissetmediler. Arap Alevilerinden alınan vergilerle satın alınan silahlar kardeşlerine doğrultuldu, kardeşlerini katledenleri hastanelerinde tedavi etti ve biliyor ki baba toprağından geçen teröristler kardeşlerini katletmeye gidiyor. Bütün bunları yapan Şii-Alevi düşmanı bu hükümetin silahlarının yarın Arap Alevilerine doğrultmayacağını kimse garanti edemez. Vatandaşın hükümete, devlete güveni kalmamıştır.
Antakyalılar başta olmak üzere bütün Arap Alevileri en cahil köylüden en aydın bireye kadar güvenlik kaygısı taşımış ve “Erdoğan bizi öldürüp Suriye yaptı der” ifadeleri Antakya sokaklarında çok rutin ifadeler haline gelmiştir.

Arap Alevileri cumhuriyet tarihi boyunca, vatanını milletini daime sevmiş ve hizmet etmiştir. Arap Alevilerinin’ de Kore’ de şehit düşen, gazi olan onlarca dedesi vardır. Arap Alevileri’ de sınır boylarında askerliğini yapmakta ve vatanını korumaktadır. Arap Alevileri de bu ülkenin vatandaşıdır. Ve Arap Alevileri hiç bir zaman kendilerini bu kadar öteki hissetmemiştir. Tek işi nifak tohumu ekmek olan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti vatanın selameti için acilen iktidardan uzaklaştırılmalıdır.
Surye’ deki muhalifler için İslamiyet, şehvetleri için bir basamaktır. Yaşadıkları asla İslamiyet değildir. Masum Suriyeli çocukları Allahu ekber nidalarıyla infaz ederken, Allah adına kadınlarına tecavüz ederken, zinayı cihat evliliği adı altında yaşarlarken “Allahu ekber” onlar için sadece bir kılıftır. Bir mümini öldüren bütün Müslümanları öldüren gibidir hadisini bilseler ve iman etselerdi bunu yapmazlardı. Ancak aşikardır imanlarının olmadığı ve aşikardır İslamiyet bunların elinde oyuncak olmuştur. Allah’ ın dinini kirleten bu kirli kavimden Allah intikamını alsın inşallah.

Atatürk, bağımsızlık kaygısı olmadığı sürece savaşın yıkıcılığını çok iyi bildiğinden mümkün olduğunca savaştan uzak durmuştur. Ancak sahte kahraman Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti Türkiye’ yi savaşın içine nasıl sokabiliriz kaygısı içerisindedirler. Vatanını seven hiç bir vatan evladı ülkesini savaşa sokmaz. Ancak bunların vatanı soyan, vatan hainleri olduğu aşikardır. Bundan dolayı yaptıklarını çok görmemek lazımdır.
Yüce Atatürk’ ün Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü artık duamızdır. Allah duamızı kabul etsin..
Source : İslamtimes
Comment